Nicolas Hayek, 1928-2010 (Swatch Grup’un kurucusu)
30 yıl önce Japonların seri üretimine başladığı Quartz (pilli) saat teknolojisi ile baş edemeyen birçok mekanik saat fabrikası iflasa sürüklenirken, SWATCH yepyeni bir anlayış ve otomasyonla İsviçre’de quartz saatte devrim yapıyordu. Adeta İsviçre saat sanayinin kurtarıcısı olmuştu. Swatch Grup, bu suretle elde edilen sermayeyi müthiş bir öngörü ile gelensel saatçiliğin mekanizmalarına, bu konuda ihtisaslaşmış atölyelerin ve fabrikaların satın alınmasına harcıyor ve el emeği göz nuru geleneksel saatçiliğin küllerinden yeniden doğması ile muazzam bir rant sahibi oluyordu. Adeta geleneksel mekanik saatçiliğin hamisi rolünü de üstleniyordu.
Nick Hayek, Swatch Grup Yönetim Kurulu Başkanı
Bugün yüksek saatçilik ürünü diyeceğimiz Breguet, Blancpain, Leon Hattot, Omega gibi markaların ve bunları takip eden gene mekanik makineleri sıkça kullanan Longines,Rado,Certina,Tissot gibi markaların da sahibi olan, mekanik ve quartz saatçilikte İsviçre’nin Uzakdoğu ile rekabetinde baş rolü oynayan Swatch Grup; teknoloji harikası diyeceğimiz :
— Sadece 51 parçalı ( Halbuki kronograf ve komplike mekanik saatlerde toplam parça sayısı 600’ü geçebiliyor )
— ARCAP denilen ( Bakir+Nikel+Çinko alaşımlı ) ve dolayısı ile % 100 anti-manyetik
— Üstelik 90 saat rezervli ( Zembereği tam dolu iken koldan çıkarıldığında yaklaşık 90 saat çalışabiliyor )
— Tamamen el değmeden robotlarla imal edilen % 100 otomasyona dayalı
— Parçaların ve imalatının % 100’ü İsviçre olan
— Yaklaşık CHF 135.- gibi, mekanik saat için çok düşük bir fiyattan piyasaya süreceği SYSTEM 51ismiyle bir mekanik saat piyasaya çıkarıyor !
Acaba burada öngörülen amaç biz üstün teknolojiye de sahibiz, istersek mekanik saatin mükemmellini herkesin koluna takarız demek mi?
Yoksa mekanik saatin işletim sisteminde pil olmaması nedeniyle daha çevreci oluşunu mu vurgulamak istiyor?
İnsanları günün şartlarına daha uygun pratik ve ucuz pilli saatlerden soğutmak, mekanik saatlere yönlendirmek mi?
Uzakdoğu’nun ucuz kalitesiz mekanik saat üretimlerine gözdağı vermek mi?
Kullan at bir mekanizma olacağını ve tamir kaldırmayacağını varsaydığım System 51 ile Amerikan pazarı ve ekonomisini mi hedefliyor ?
Pilli saatle doğmuş ve mekanik saate gücü yetmeyen gençleri mekanik saat teknolojisine ve ilerde daha kıymetli olan mekanik saatlerin alımına yönlendirmek mi?
Elinde tarihi ve hikâyesi olan, el emeği göz nuru adeta sanat eseri bunca mekanik saat markasına sahip Swatch Grup acaba ne yapmak istiyor?
Anlayan usta saatine gelsin! Yorumlarınızı bekliyorum.
1250 defa okundu
7,018 total views, 2 views today
Merhaba,
Yukarıda sıraladığınız hedefler hakkında bir fikrim yok. Ben, izninizle bir alışveriş deneyimimi paylaşayım;
Beş-altı sene önce kitap aldığım bir mağazada kasada ödeme yaparken, kısacık tombik bir kalem dikkati çekti.
Şeffaf plastik bir silindirin içerisinde, 6-7 adet farklı renklerde olacak şekilde satışta olan bu kalemi incelemek için elime aldım.
Kasadaki kızın, onun “kullan at bir dolmakalem” olduğunu söylemesiyle çok şaşırdım.
O güne kadar, kullan at bir dolmakaleme denk gelmemiştim.
“kullan at dolmakalem” fikri hoşuma gitti, gündelik kullanabilecektim, kalemin tipi de ilginçti, fiyatı da uygundu (ki fiyat şimdiki benzer dolmakalemlerin ~5 katı olmasına rağmen) hemen aldım.
Şimdi cazibesi yok tabii (BIC, Japon vb. bir sürü marka bunu yapıyor).
O kalemi uygun fiyatı, bilindik bir marka olması, biraz da nostalji hevesiyle hiç düşünmeden aldım gitti.
System 51 saatler maalesef tam bir hayal kırıklığı,tamiri mümkün değil.2 yıl garanti süresi dolduktan sonra çöpe atılacak bir saat.Swatch firması da 2 yıl içinde saati bire bir değiştiriyor.Tamir etmekle uğraşmıyor.Bence böyle bir saati üretmeleri onlara ticari bir fayda sağlamadığı gibi bu saati kullanan kişiyede bir fayda sağlamıyor.Sonuçta mekanik saat diyelim düştü,darbe aldı.Saat doğru çalışmıyor.2 yıllık garanti de bitti.Firma sizden sıfır makine fiyatı talep ediyor.Üstelik aldığınız fiyatın üç katına (malum enflasyon farkı).