Dufour, 1948 yılında Vallee de Joux yöresinde, Le Sentier İsviçre’de doğdu. Yörenin saatçilik okuluna ve teknik koleje giderek “Certificate D’horloger-rhabilleur” Sertifikası ile mezun oldu. 20 yıla yakın Jaeger-LeCoultre ve Audemars Piguet gibi yüksek saatçilik konusunda ihtisaslaşmış firmalarda çalıştı. İnatçılığı, mükemmeliyetçiliği, geleneksel saatçilik yapımına bağlılığı ve açık sözlü davranışları ile sektörde kısa sürede tanındı.
1989 yılında kendi dizayn ettiği saatlerin yapımına başladı. Horological Academy of Independent Creators (AHCI) grubuna katıldı böylece: “Lüks ürünlerin her geçen gün artan seri üretimine karşı, sıra dışının, ustalığın ve mekanik makine sanatının geleceğine yatırım yapanların arasına katılmış oldu. Kendi atölyesinde önce eski ve antika saatlerin rehabilitasyonu üzerine çalıştı. Daha sonra saatte komplikasyonun en üstlerinden kabul edilen “Grand et Petite Sonnerie” (Minute repeater) cep saatini, bizim tabirimizle eskiden görme özürlüler için yapılan dakika sayan çalarlı cep saatini imal etti.
1992 yılında, aynı saatin kol saatini imal etti ve bu saat aynı yıl Basel fuarında altın madalya ile ödüllendirildi. 1996 yılında yine Basel fuarında bir başka komplikasyon ürünü olan çift eşarfmanlı “Duality” modelini lanse etti.
2000 yılında, Valle de Jouxlu saat ustası, “Simplicity“ Türkçe tercümesi ”sadelik” olan ve hiçbir komplikasyonu bulunmayan ancak detayları, mekanizmasının yapısı ve işçiliği ile mükemmeli temsil eden bir ürün yarattı. Bu sıradışı ürün, ustanın felsefesi olan şeffaflığı ve açık fikirliliği, geleneksel saatçiliği ve sadeliği en mükemmel şekilde temsil ediyordu.
Dufour’un Atölyesi
Saat dostu, müşterimiz, arkadaşımız Yiğit Küçükçalı mağazamızı bir ziyaretinde Nomos marka saatleri incelerken: 4 efsane saat ustasının; Roger Smith, Karl Vountilainen, Philippe Dufour ve Laurent Ferrier’ın konuşmacı olarak katıldığı, Singapur’da yapılan mekanik saatçilik ile ilgili “Grand Masters” adlı bir toplantıdan bahsetti. Kolleksiyonerler, toplantı sırasında bu ustalara sormuşlar: “10.000.- $ ve altında hangi markayı bize tavsiye edersiniz?” diye. “Bu ustaların imal ettikleri saatlerin her birinin bu fiyat seviyesinin çok üstünde olmaları nedeniyle cevapları çok ilgimi çekti” dedi Küçükçalı.
Kari Voutilainen: “Çok zor bir soru ama ben benim köyümün imalatı Parmigiani seçerdim. Hiç olmazsa yöremiz kalkınır.” diye cevap vermiş.
Laurent Ferrier: “Ben bu fiyat seviyesinde bir Rolex Daytona alırdım. İyi durumdaki ikinci elleri bu fiyat seviyelerinde bulunuyor.” demiş.
Roger Smith: “Ben de niye risk alayım; denenmiş çok iyi bir mekanizması olan ömür boyu kullanabileceğim bir Rolex alırdım.” demiş.
Sıra Philippe Dufour’a gelince cevabı bir hayli farklı ve ilginç olmuş: “Ben bu fiyat seviyesine hatta belki biraz altına değer ve kalite olarak…Üzgünüm ama bir İsviçre saati değil, bir Alman markası olan “Nomos” alırdım. Bu marka ciddi anlamda iyi ürünler yapıyor. Bu saatleri seviyorum. Mekanik saatlerin bu fiyat seviyesinde fiyat kalite oranı olarak en mükemmeli!“ demiş.
Yiğit Bey daha sonra bir İsviçre seyahatinde ünlü usta Philippe Dufour’un atölyesini de ziyaret etmiş. Ustayla saatleri hakkında sohbet etmişler. Bu ilginç detayı ve Yiğit Bey’in ziyareti sırasında çektiği fotoğrafları sizlerle paylaşmasam olmazdı.
Dufour ve Yiğit Küçükçalı
Efsane saat ustası Philippe Dufour’un ve Yiğit Küçükçalı’nın seçimi; benim de çok severek taktığım bir saattir NOMOS Glasshütte diyorum ve bitiriyorum.
1693 defa okundu
7,859 total views, 1 views today
Benzer Yazılar
Bir solukta okudum. Nomos hayranlığım kat ve kat arttı. Büyük bir ustanın Nomos için iltifatını duymak ben ve benim gibi hayranları için büyük bir mutluluk.